ALEVİ-BEKTAŞİ ÖĞRETİSİNDE “KADIN ERKEK EŞİTTİR” SÖYLEMİ

ALEVİ-BEKTAŞİ ÖĞRETİSİNDE “KADIN ERKEK EŞİTTİR” SÖYLEMİNİN DİNSEL ARKAPLANI VE BU SÖYLEMİN TOPLUMSAL ALANDA KADININ ÇALIŞMASINA YÖNELİK TUTUMLAR ÜZERİNDEKİ ETKİSİ: TUNCELİ ÖRNEĞİ
THE RELIGIOUS BACKGROUND OF SAYING “MEN AND WOMEN ARE EQUAL” IN THE ALEVI-BEKTASHI DISCIPLINE AND ITS IMPACT ON THE ATTITUDES IN SOCIAL AREAS TOWARDS WOMEN’S WORKING: TUNCELİ SAMPLE

ÖZ

Günümüz, kadınlara karşı pozitif bir duyarlılığın olduğu ve kadınlar açısından eşit söylemlerin gündeme geldiği bir dönem olmuştur. Ancak toplumlarda kadın-erkek arasında ayırım yapıldığı gibi, genellikle ataerkil aile ve toplum yapısının egemen olduğu da görülmektedir. Kadın ve erkek arasındaki cinsiyet ayırımının toplumda bir rol ayırımına yol açtığı, bu rol bölüşümü nedeni ile de kadının ev ve özel yaşamla sınırlandığı, erkeğin ise toplumda etkin konumda olduğu bir toplum yapısı oluşmuştur. Bu roller, kadının aile içindeki konumunu belirlediği gibi, onun kamusal alandaki konumunu da şekillendirmektedir. Bu rollerden dolayı kadınların eğitim, iş, siyaset ve kültürel yaşama katılmaları engellenmekte ya da sınırlandırılmaktadır. Bir anlamda toplumda kadınların yapacağı işlerle erkeklerin yapacağı işler, kadın ve erkeklerin meslek seçimleri ve aynı meslekler karşısında cinsiyete göre tabi tutuldukları gelirler farklılık göstermektedir.

Öte yandan her toplumda kadın ve erkeğe ilişkin değer yargıları ve beklentiler de birbirinden farklıdır. Bu değerlerin kaynakları arasında dinin önemli bir yere sahip olduğu bilinmektedir. Din, fertlerde oluşturduğu zihniyet yoluyla diğer alanlarda olduğu gibi çalışma hayatında da tutum ve davranışlara etki etmektedir. İşte bu çalışma, nitel araştırma metodolojisinin mülakat ve gözlem teknikleri kullanılarak Tunceli Alevi topluluğunun kadının toplumsal alanda çalışmasına olan yaklaşımını ve bu yaklaşımın gerisinde yatan dinsel zihniyeti ortaya koymayı hedeflemektedir. Bilindiği gibi mülakatlar yoluyla, tutumlar, düşünceler, niyetler, zihinsel algılar ve tepkilerin belirlenmesi mümkün olmaktadır. Yine nitel araştırmaların doğası gereği, araştırmada elde edilen verilerin genellenmesi amaçlanmaktadır.

Anahtar Kelimeler: Din, Cinsiyet, Toplumsal Cinsiyet.

ABSTRACT

Today is a period in which a positive sensibility towards women has occurred and equal discourses about women have acquire currency. However; it can be observed in societies that patriarchal family and society structure are dominant and there is a discrimination between woman and man. The sexual discrimination between woman and man leads a differentiation in gender roles and because of this role sharing a social structure in which women are restricted within home and private life, and men are in an effective position in social life. These roles determine woman’s position in family, and also formalise her position in public area. Because of these roles women are prevented and restricted from participating in education, work, politics and cultural life. In one sense, works that women will do or men will do, the choices of men and women for profession and the incomes that they are subjected to in same professions differ from each other.

On the other hand, the standards of judgement and expectations against woman and man are differ from each other. Religion has an important place among the sources of this judgements. It is known that religion affects attitudes and behaviours in working life by the mentality that it is created on individuals as well as in other areas. This study aims at revealing the approach of the Tunceli Alevi society to the woman’s working in the social field by using interview and observation techniques of qualitative research methodology and also relieving the religious mentality behind this approach. As is known, through the interviews, it is possible to determine attitudes, thoughts, intentions, mental perceptions, and reactions. The nature of qualitative research is also intended to generalize the data obtained in the research.

Keywords: Religion, Sex, Gender.

Makale geliş tarihi: 12.06.2017,  Makale kabul tarihi: 26.11.2017

1 Doç. Dr., Munzur Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Sosyoloji Bölümü,
ORCID ID: https://orcid. org/0000-0002-8633-4997.